Etiket: Maya

Richard Dawkins’in kızı Juliet’e yazdığı mektup

Richard Dawkins’in kızı Juliet’e yazdığı mektup

Benim de 10 yaşında bir kızım var. Hatta bir kaç ay sonra 11 yaşında olacak. Artık pek çok şeyi eskisinden daha iyi algılayabiliyor, yorumluyor, kendi fikrini katabiliyor ve bazen beni gururlandıracak şekilde fikrini savunabiliyor. Fikirlerini çok takdir ettiğim ve pek çok konuda hemfikir olduğum bir 

“Ne işle meşgulsunuz?” diye sorma gafletinde bulunmayın sakın!

“Ne işle meşgulsunuz?” diye sorma gafletinde bulunmayın sakın!

Daha yeni tanıştığınız birinin, ne iş yaptığınızla ilgili merakı uyanacak olursa, kaçınılmaz soru gelir eninde sonunda. Sözlerine “Çalışıyor musunuz?”, “Ne iş yapıyorsunuz?” diyerek başlayan meraklıları, “hayır, çalışmıyorum” demek kesmez. Çünkü çok daha somut yanıtlar bekler onlar; doktorum, avukatım, öğretmenim, profesörüm, hemşireyim, manavım, bahçıvanım, aşçıyım vs. 

Hayat tekerrürden ibarettir ve arka planda 9. senfoni çalmaktadır

Hayat tekerrürden ibarettir ve arka planda 9. senfoni çalmaktadır

Bir insanla karşılaşırsınız; hatta bir çocuktur bu. Bakarsınız, yüzündeki ifadede yaşından çok daha “görmüş geçirmiş” izler saklıdır. Hayat, olmasını beklediğinden çok daha erken getirip dayamıştır kapısına zorlukları, mücadeleyi, yokluğu, ayrılığı, acıyı, hatta çocuklara hiç yakıştıramadığımız ölümü. O zaman o çocuk artık çocuk değildir; yaşından beklenen 

Hayat dediğin… bir varız, bir yokuz

Hayat dediğin… bir varız, bir yokuz

Hayat dediğin nedir ki? Bir gün kapıdan çıkıp gidebilir ve bir daha hiç dönmeyebilirsin. İşin kötüsü de, çoğunlukla, bu kaderden haberdar olmazsın. Kendi isteğinle gittiğin zaman durum başka.  Geride seni üzecek bir şey bırakmıyorsun, demektir. Her şeyi gözden de yüreğinden de çıkarmışsın, demektir. Ama, son 

Pembe alçı, salyangoz ve tepeden örgülü kızlar

Pembe alçı, salyangoz ve tepeden örgülü kızlar

Kafamda birkaç düşünce uçuşuyor. Ahmet Atakan’ın ölümüne -internet üzerinden de olsa- dakika dakika şahit olmak çok sarstı beni. Yüzünü bile görmediğim ve asla göremeyeceğim bir gencin yüreğimi bu kadar derinden yakması, kalbimizin aslında ne kadar da hassas ve başına buyruk bir parçamız olduğunu kanıtlamıyor mu?