Hakkımda

Herşeyden önce iki meleğim, Maya ve Dario, hayatımı öyle dolduruyorlar ki… Onlardan artan zamanda da biraz yemek, biraz fotoğraf, biraz gezmek, yeni birşeyler öğrenmek… 

Girit gibi hem kendine özgü hem de memleketim İzmir’i hiç aratmayacak bir iklime ve berekete sahip bir yerde yaşadığım için kendimi şanslı görüyorum. 1999 yılından beri Girit’te yaşıyor olmamın bana kazandırdığı deneyimleri sizlerle paylaşmanın size de bambaşka zenginlikler katacağını düşünüyorum. Paylaşılmadıkça varlığından bile haberdar olmadığımız nice güzellikler olduğuna inanıyorum. Bu dünyada 6,5 milyar insan aynı semanın altında yaşıyor, aynı yıldızların altında uyuyoruz, ama birbirimizi yeterince tanıyor muyuz? Bence, daha çok tanımaya ve daha çok öğrenmeye ihtiyacımız var. Tanıdıkça yakınlaşacağımız, birbirimizi daha çok seveceğimiz kesin.

Beni biraz daha tanımak isterseniz;

fırsat buldukça çocuklarımla bisiklete atlayıp gezinmeyi seven, onlara da küçük yaştan bisiklet ruhunu aşılamaya çalışan,

kuzularıma kendi doğaçladığım hikayeleri anlatmaya bayılan,

herşeyin en doğalını, katkısız olanını seven, marulundan çıkan tırtılla mutlu olan 🙂


en çok gezmeyi,  çocuklarla denize gidip yüzmeyi ve her durumda “O an”ı bir fotoğrafa sığdırıp saklamayı seven, bir de nereye gitse pazar yerlerini bulup dolaşan,

işi gücü bırakıp çocukları her gün parka götüren, çocuk ve yemek hakkında okuyan/yazan, her gün hem sağlıklı hem de lezzetli yemekler yapmaya kafa yoran, Girit’e geleli beri denediğim peynir, kapari, bergamot gibi değişik tarifleri paylaşmaktan hoşlanan,

bu dünyanın bir yedeği varmış gibi çevresini umursamayanlara sinir olan, her şeye rağmen yapılacak çok şey olduğuna inanan iyimser biriyim.

İşte böyle bir anneyim *8)