Bir resim canlandırın bol çiçekli böcekli olsun

Bir resim canlandırın kafanızda. Resmin ortasına bir kadın yerleştirin, yanına da genç bir adam. Yanlarına 2 çocuk koyun. Bir kıvırcık oğlan, bir de kocaman yeşil gözlü bir kız çocuğu. Sonra onların yanına, sağına soluna çok çok kitaplar, çok çok oyuncaklar çizin. Herşeyden ÇOK ÇOK çizin; giyecekler, DVDler, dergiler, tabaklar, tencereler, kepçeler. O kadar çokmuş ki taşımaya gelen adamlar bile “ne çok şeyiniz varmış” desin. Biraz daha öteye apartmanlar çizin, çok çok arabalar, toz duman, kalabalık. Sayfa doldu değil mi?

Sonra alın silgiyi, silin yanlarındakileri. Hafiflesinler. Bunlara, bu kadar çok şeye ihtiyaçları yok aslında.

Sonra başlarına birer şapka koyun. Güneşten korusun. Ellerine birer kürek, kazma, süpürge. Yanaklarını kızartın. Kocaman kocaman gülsünler. Düşleyebildiğiniz en kocaman gülüşleri koyun.

Sildiğiniz yerlere ağaçlar, çiçekler çizin. Her renkten. Başlarının üstüne kelebekler. Yanıbaşlarında çekirgeler, kertenkeleler. Uğur böceği tutsun elinde kız çocuğu. Oğlanın da dizleri kapkara olsun topraktan. Çiçekleri sulasınlar. Yeni çıkacak domatesleri beklesinler. İlk yasemin çiçeğine sevinsinler birlikte.

Kadının kafasındaki düşünce balonunda “hangi dükkanda ne indirim var?” olmasın. “Yaptığımız kuş yemliğini portakal gagalı kara kuş daha fark etmedi” olsun tek derdi.

Çocuklar 1 aydır televizyonsuz yaşanabileceğini öğrensinler. Tv yerine ekilen sebzenin büyüyüşünü, bir çiçeğin açılıp solmasını seyretsinler. Arının polen toplayışı, karınca yuvalarının trafiği girsin günlük hayat programına. Bir de her sabah hiç şaşmadan ziyarete gelen portakal gagalı kara kuş.

Güneş parlasın, ortalığı ısıtsın. Bahçede şişme havuz keyfini çıkarsın çocuklar. Bağrış çağrış! Bizim kara kuş onları seyretsin limon ağacının dalları arasından.

Kimse “Koşmayın! Zıplamayın! Alt kattakiler uyuyor” demesin onlara. Kirlendiler diye kızan olmasın. Bulansın ufaklık topraklara bulanabildiği kadar.

Sonra bir motosiklet çizin babanın yanına. Kıvırcık oğlan “ama babanın hem arabası hem motoru var :(” deyip bozulsun biraz. (Tanırsınız onu, bisikletçidir ama iş başa düşünce) Kadını da arabaya oturtun, farklı bir özgürlüğün tadını alsın. Yaklaşan yazla birlikte çocukları denize götürme hayalleri kursun. Kendine daha da güveni gelsin kadının. Korkmasın. Korktuğu zaman ne yaptığının sırrını versin size.

Bir dublecik Girit rakisi* içip ehliyeti alma macerasını anlatsın size sonraki yazısında…

Artık bir gelenek haline geldi. Geçen sene anneler gününü unutulmaz bir şekilde kutlamıştık; bu sene de çocuklarımla birlikte yine bisiklet turundaydık. Önceki geceden “yağmur yağabilir” deseler de korktuğumuz gibi olmadı. Hava güzeldi, güneş kollarımda tişortumun izlerini bırakacak kadar fazlasıyla yakıyordu. Maya’yla ben aynen resmettiği** şekilde 2 saate yakın tam 14 km. pedal çevirdik. Dario yine hiç yorulmadan yalnızca tadını çıkarandı arkamda 🙂

* İmla hatası değil 🙂 Girit’e özgü olan ve “raki” diye adlandırılan içecek, üzümden elde edilip minicik likör kadehlerinde sulandırmadan içilen, alkol oranı son derece yüksek olduğundan siz anlamadan çok fena çarpan bir içkidir.

** Maya’nın resmindeki sözler (Du du du podilata pandu)  bizim Critical Mass turlarında söylediğimiz bir nakarat! “Her yerde bisiklet!” anlamında…

Yalnız bisikletçiler kasklarını takmayı da unutmamışlar, dikkatinizi çekerim 🙂



5 thoughts on “Bir resim canlandırın bol çiçekli böcekli olsun”

  • Nurdancım, resim hergün daha da güzelleşmekle kalmayıp, toprakla haşır neşir bir yaşam vazgeçilmez olmaya başladı. Artık şehirdeki evi hiç özlemiyorum. Gerçekten doğanın ilginç bir cazibesi varmış 🙂

    Bestecim, yazılarından fotoğraflarından imrendiğim kadarmış gerçekten.

    Bizler bunu yaşayabildiğimiz için şanslıyız.

  • biz 4 senedir boyle yasiyoruz:) cizimleri cok guzel Myaci’gimin yeni eviniz hayirli ugurlu olsun keyfiniz, doganiz bol olsun:) o turuncu gagali kusun adi “kara tavuk” elmayi cok sever aklinda olsun sadece kocanini birakir geriye:) daha nice kesiflere

  • biz senedir boyle yasiyoru:) cizimleri cok guzel Myaci’gimin yeni eviniz hayirli ugurlu olsun keyfiniz, doganiz bol olsun:) o turuncu gagali kusun adi “kara tavuk” elmayi cok sever aklinda olsun sadece kocanini birakir geriye:) daha nice kesiflere

  • Ah Papatya, ne kadar güzel bi resim bu! En çok da “yavaş, atlama, zıplama, alttakiler rahatsız olacak” dememenize özendim. Son 2 yıldır bunları o kadar çok söylüyorum ki Zeynep’e :(( Yeni hayatınızın keyfini çıkarın. Bu resmin sizin için her geçen gün daha da güzelleşeceğine eminim…

  • İşte benimde yaşamak istediğim hayat bu, bahçe içinde kuş sesleriye uyandığım,domates biber yetiştireceğim bir ev..umarım bu hayalim bir gün gerçekleşir…:)selamlar İzmirden…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir