Çocuklarımla en güzel Anneler Günü

Hiç bu kadar güzel bir anneler günü geçirmemiştim. Mayacığım kalp şeklinde kesip kendi elleriyle yaptığı kartları bana sabah sabah verdi 🙂 Bol öpücüklere eşlik ettiler. Ama bu seneyi özel yapan başka birşey vardı. Bu sene Anneler Günü, haftalardır beklediğimiz büyük bisiklet turuyla aynı güne denk düştü. Aynı anda Yunanistan’ın 30 ayrı şehrinde yapılan tura her sene katılım çok fazla oluyor. O yüzden biz de ilk yapıldığı yıldan beri katılıyoruz. Özellikle artık Dario’yu da yanımıza aldığımızdan beri çocuklarımla bir arada yapmaktan en çok hoşlandığım şey oldu bu bisiklet turları.

Önceki gece Mayacık o kadar heyecanlıydı ki “ben bu gece hiç uyumıycam, anne” diyordu. “Bir an önce yarın olsun istiyorum” diyerek uyuya kaldı tabi ki 🙂

Günlerden pazar da olsa bizim çocuklar sabah erkenden, 7de kalkıyorlar zaten. Erkenden kahvaltımızı yedik. Maya ödevlerini tamamladı. Çünkü turdan sonra yorgun argın yapamayacağını biliyordum.

Mayıs ayı bisiklet turuna çiçekler yakışır. Maya da bisikletini çiçeklerle süsledi gitmeden.

Saat 12de başlayacak tura, Critical Mass’ın her hafta Çarşambaları düzenlediği turların müdavimi olarak aslında erkenden gitmeliydik; broşür dağıtıp daha çok insana ulaşmaya yardımcı olacaktık da olmadı tabi. Çocuklarla her gün evden çıkışımız ayrı bir şamata, gürültü, patırtı… Hava da günlük güneşlik, çok sıcaktı. Giyindik, çocuklara kasklarını taktık – Kask takmak şart! Su mataralarını alayım; anahtarı, cebimi, biraz para, ıslak mendil, fotoğraf makinasını unutmayım – böyle birgün kaçırılmaz, derken ben kendi kaskımı takmayı unutmuşum. Tam buluşma noktasına geldik, aklım başıma geldi ki baktım kaskım yok. Haydi geri dön, iyi ki evimiz yakın. Ama Dario’yu sokakta bisikletin arkasında, tek başına bırakamayacağıma göre, indir Dario’yu, çık yukarı, al kaskını, in aşağı, tekrar oturt Dario’yu, bas pedala! Tur başlayıncaya kadar Dario’ya fenalıklar basıyor. “Hadi gideliiiim. Anne bin. Anne sen de bin. Otuuuur” diye söylenip duruyor. Bir ara indirdim aşağı onu da istemiyor. Arkamda oturmaktan memnun. Yeter ki bisiklet gitsin 🙂

Nisan başından beri, Critical Mass’ın her Çarşamba turuna gidiyoruz ve çocuklarla herkesin ilgi odağı olduk; bir yığın yeni arkadaşlar edindik 🙂 Dario arkamdan herkese şirinlikler yapıyor, kaskından fışkıran kıvırcıklarıyla kendine baktırıyor da, kendi minicik bisikletiyle büyüklerle aynı turu azimle yapan Maya’cığın yeri apayrı herkes için. Onun çabasını görüp takdir ediyorlar ve itiraf etmeliyim ki çok da destek oluyorlar. Zaman geliyor o günkü turu fazla yokuş yukarı olmasın diye biz çocuklulara göre değiştiriyorlar. Arkasında çocuğunu taşıyan başka babaların geldiği oluyor ama arkasından taşıyan benden başka anne yok 🙂 Maya da hep bisikletli çocukların en küçüğü oluyor.

Bu seneki Yunanistan geneli Bisiklet Turu’nda şöyle bir şey düşünmüşler Critical Mass’çılar. Bu turlara yalnızca senede 1 kere katılan insanlar olduğu gibi, çok küçük bisikletli küçücük çocuklar, iyice acemice süren bisikletliler de oluyor. Böyle olunca idmanlı bisikletçiler ve sürekli sürenler arasında bir tempo farkı oluşuyor. Her ne kadar grubun en arkasını, sokak başlarını, kavşakları kollayan/kapatanlar olsa da grup seyrelip inceliyor. O zaman yandan motorlar geçiyor, hatta normal trafik akmaya başlıyor. Halbuki amaç Kritik bir Çoğunluk sağlamak 😉  Bu yüzden bu sene ritmi daha düşük tutmak, çocuklara ve acemilere göre ayarlamayı düşünmüşler. Biz “hadi artık tur başlasın da gidelim” diye düşünürken Maya’nın en sevdiği bisikletçi ablasıyla abisi bizi gördüler ve “sizi arıyorduk, Maya!” dediler. Maya’yla birlikte turun başlayacağı yönde en öne geçtiler. Bugünkü turda bize turun ritmini sen vereceksin dediler. Tabi Maya çok gururlandı. Onun yanıbaşında gidip hiç yanından ayrılmadılar ama kimsenin de onun önüne geçmesine izin vermediler. O yüzden bu kez turun ritmi biraz daha ağırdı, ama hiç kopmalar olmadı, çok başarılıydı.

Yaşadığımız şehir, İraklio, 150.000 nüfuslu bir yer. Bu kadar nüfusa oranla 400 kişilik bir katılım muazzamdı! Keşke şehrin yolları her zaman bu kadar bisikletle dolu olsa 🙂

Tur başlamadan önce yerel TV kanalı da geldi görüntü almak için. En ön sıra oldukları için, Critical Mass adına Maya’nın yanındaki abisine sorular sordular, sonra da Maya’ya çevirdiler mikrofonu 🙂 Hafiften utandığından pek sesi çıkmadı yavrum. Ben gururla seyrediyor, fotoğrafını çekiyordum ki ben de nasibimi aldım 🙂 Mikrofonu bana da uzattıklarında o anda içimden neler geçiyorsa söyledim.

400 kişi bir arada önce şehirde kısa bir tur attıktan sonra, biraz daha zorlayacak ve uzun sürecek turla devam ettik. Küçük turdan sonra çok da ayrılan olmadı. Hep birlikte topla 10 km. kadar pedal çevirdik. Hava güzeldi, bisikletin üstünde gitmek harikaydı. Arkamdaki Dario da artık şikayet etmiyordu, yol kenarında bu kadar çok bisikletçiyi bir arada görmenin şaşkınlığı içindeki insanlara el sallıyordu 🙂 Arada da “Mayaaaa” diye ablasına sesleniyordu da Maya’yı tut tutabilirsen. Başta başladı, en başta bitirdi; bir “hiç yorulmadım” demez mi… Ben “yorulmadım” diyemiycem. Şehre geri döndüğümüzdeki en son yokuşu da bisikletten inip ittirerek çıkabildim, itiraf ediyorum, n’apayım 🙂

Bisiklet turunun yorgun savaşçıları – pardon Maya yorulmamıştı- eve aç kurtlar gibi döndük. Babamız da işten geldikten sonra hep birlikte parka gidip diğer bisikletçi arkadaşlarımızla buluştuk. Çocuklar çimenlerde ayakkabısız koştular, ağaçların arasında saklambaş oynadılar, biz de çimenlere yatıp güneşlendik.

Çocuklar etrafımızda koşuşturup oynarken, güneş sırtımı sıcacık ısıtırken, hepimizin sağlığının yerinde olmasına şükredip, ne kadar mutlu olduğumu hissettim.



1 thought on “Çocuklarımla en güzel Anneler Günü”

  • Merhaba sevgili Papatya,
    Blogunuza “Beste’nin Naneleri” blogundan ulastim ve okurken saatler gecmis farkinda degilim,. Esim de, yazdiklarinizi okurken yuzume yayilan gulumseyi gorunce merak etti ne okudugumu ve ona da nelerden soz ettiginizi, beni nerelere goturdugunuzu dilimin dondugunce cevirmeye calistim. Su siralarda Almanya’nin, sizin de Berlin gezinizde deneyimlediginiz, keskin soguk gunlerini yasarken, yazdiklariniz yuregimi, icimi isitti… simsicak yapti. Beni Izmir’e… anilara goturdu ve Girit’i ziyaret etme istegiyle costurdu. Yazdiklarinizla gunumu aydinlatip isittiginiz icin cok cok tesekkur ediyorum. Ailenizle birlikte ici sevgiyle doldurulmus saglikli, keyifli yeni bir yil gecirmenizi diliyorum. Sevgiyle…
    *Ayla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir