Maya’nın doğumgünü pastası, Kar acemileri, Karnaval

Bu sene kış bitmek bilmedi. Şubat bile 29 çekti, yoksa kışı dün uğurlayacaktık. Ama yarın hem yeni bir ay hem de yeni bir mevsim başlıyor; havalar pek öyle göstermese de bahar geliyor . (Yaşasın!!)  Yazılacak şeyler de birikti; birikti. Bu yüzden hiç bu kadar kalabalık bir başlık olmamıştı. Zaten Şubat ayı hep en soğuk ay olmuştur Girit’te. Sonra birden ısınıverir havalar. Bahar gelip çiçekler açtığında, herşey canlandığında da aşağıdaki fotoğrafları eklemenin anlamı olmayacaktı.

Geçen ayın sonunda Maya’nın 8. doğumgününü kutladık. Çocukların doğumgünlerinde ne yiyip içtiğimizi yazmak pek adetim değildi. Önceki sene ilk kez Dario’nun pastasını kendim yapmaya çalışmıştım. Onun pastayı gördüğü andaki mutluluğu bana yetmişti de artmıştı. Ama geçen sene şeker hamurunu kendim yapmayı pek beceremeyince bu sene ne yapacağımı düşünürken küçük bir dükkanda hazır şeker hamurlarının satıldığını keşfettim. Aldığımda aklımdan bir tek şey geçiyordu:  bu işe Maya’yı da dahil etmek 🙂 Maya’ya kendi pastasını istediği gibi süsleyebileceğini söylediğimde ne diyeceğini bilemeyecek kadar sevindi, gözlerinin içi güldü. Zaten oyun hamuruyla harikalar yaratıyordu. Artık pastasını ne ile isterse onunla süsleyebilirdi. Sonunda sevdiği hayvanlarla dolu cıvıl cıvıl bir pastası oldu!

Doğumgünü sabahına kalan işleri rahat yapabilmem için, bu arada iki kardeşin de birbirleriyle didişmeden ayrı ayrı meşgul olabilmeleri için -televizyona da başvurmadan- yapılabilecek en güzel seçimdi. Renk renk şeker hamurlarını görünce  tabi ki Dario da yapmak istedi (üstelik onların şekerden olduğunu da daha öğrenmeden 🙂 ama ona “Bak ben bile yapmıyorum, bugün Maya’nın doğumgünü. Kendi pastasını istediği gibi süsleyecek. Senin doğumgününde de sen yapacaksın” deyince kabullendi 🙂 Sonra hayal etmeye başladı; ” bana itfaiyeli pasta yap, anne. Merdivenli itfaiyeli”. “Peki çocuğum, merdivenli itfaiye yaparız”

Aile içinde yaşanan tatlı telaşların hazırlıklarına çocukları da dahil edin. O zaman yapılan hazırlıklardan onlar da zevk alıyorlar.

Üstelik Maya’nın pastası gibi, sonuçta gururlanacakları birşeyi ortaya çıkarmaktan keyif alıyorlar. Pastasını yapıp, üstünü kaplayın, sonra koyun önüne çocuğunuzun hayal gücüne bırakın süslesin kendi pastasını bildiği/sevdiği gibi 🙂

Bu ayın başındaki maceralarımızdan biri de kar oynamaya gitmekti. Tabi ya, Akdeniz’in güneyinde bir adada yaşıyoruz diye, siz bizi yalnızca denizde yüzüyor mu sanıyordunuz? 🙂

Girit’in dağlarının zirvesinden kar neredeyse Mayıs ayına kadar eksilmez. Yılın en soğuk şu günlerindeyse iyice yamaçlara indiği için, yaşadığımız yerden 1 saat mesafede, kıvrım kıvrım dağ yolunu göze alırsanız gidip kara dokunabilir, kar topu oynayıp kardan adam yapabilirsiniz. Biz de bütün bunları yapmayı planlıyorduk çocuklarla yolda giderken. Aklımca onları da sıkı giydirdim. Ayakları ıslanmasın diye de özellikle lastik çizmelerini giymelerini istedim. Kar hakkında en az bilgisi olan Dario idi. Geçen sene hiç gelmemiştik. Ondan önceki sene de o kucakta bebekti ve Maya’nın suratının ortasına attığı kar topuyla neye uğradığını anlayamaz bir halde kar ile tanışmıştı. Bu sene ilk defa görmek/dokunmak heyecanıyla yerinde duramıyordu. Arabanın içinden gördüğümüz kar manzarasıyla adeta heyecandan bekleyemez olmuştuk ama zincirimiz olmadığı için çok yükseklere çıkamazdık. Aynı haftasonu bizim gibi düşünen pekçok aile kar oynamaya gitmiş, dağ yoluna sağlı sollu park etmişti. Gide gide bulabildiğimiz bir yerde biz de park edip kendimizi ayak basılmamış beyazın kucağına resmen attık!  Attık ve battık! (Demek ki ondan yol boyunca gördüğümüz bazı aileler yalnızca yol kenarında durup arkadaki kar manzarasıyla fotoğraf çektirmekle yetiniyor, kara adım bile atmıyorlardı) Kar o kadar derindi ki, benim dizlerimi geçiyordu; Dario’ysa korkacak derecede beline kadar gömülmüştü. Eğilip onu kucağıma aldığımda bu kez botları kara batmış halde yerde kaldı!? Dario adım attığı andan 5 dakika sonra ağlamaya bir başladı. Alelacele çektiğimiz fotoğrafların çoğunda salya sümük ağlıyordu.

Hiç mutlu olmadığı gibi “Bir daha kara gelmeyelim. İstemiyom ben kaaarr!” diye isyan ediyordu garibim. Karın bu kadar çok olacağını hesap edememiştik. Çocuklara giydirdiğim botların içine kar dolmuş, Maya’nın da ayakları buz gibi olmuştu. Bütün kar macerası toplam 20 dakikadan fazla süremedi. Suratlar asık, ayaklar donmuş geri dönerken;  yol boyunca arkada oturup onların ayaklarına masaj yaptım, sarıp sarmaladım. En azından bu sene bir daha kar görmek istemediklerinde hem fikir olmuştu iki kardeş 🙂

Geçen sene Karnaval ve Kostümlü partilerden söz etmiştim. Doğrusunu söylemek gerekirse okulların bu seneki kostümlü partilerine gitmedik. “Kriz var!” diye çocukların başını döndürmesek de, çok da deli olmadıkları partiler için adambaşı 12şer euro vermek yerine tercihimizi ihtiyaçları olan başka birşeyden yana kullanmanın doğruluğundan söz ettik. Zaten bir gün okula kostümlü gittiler, birgün giyinip Karnavala gittik. Bunların dışında o günlere denk gelen bir çocuk partisi ve bir doğumgününü de bahane ederek her fırsatta giyindiler. Dario’cuğa geçen seneden kalan palyoça kostümü sığmayınca, ELCdan indirim kuponumuzla bir aşçıbaşı kostümü aldık. Yalnızca pembe bir peruk alıp Maya’cığı da evimizdeki giysiler ve incik boncuklarla minik bir hippiye dönüştürdük. Kostümüne kendi yaratıcılığımızı katmamızla bir eşinin olmaması Maya’nın öyle hoşuna gitti ki bunu her sene böyle yapmaya karar verdik.

Karnavalda her çeşit saç, baş, bukle, gözlük, renk görmek mümkündü. Bir karnaval da böyle geçti.


 



1 thought on “Maya’nın doğumgünü pastası, Kar acemileri, Karnaval”

  • Sevgili Papatya,
    ben de sırayla yorumlayayım 🙂
    Öncelikle Maya’nın yeni yaşı kutlu olsun ve paylaştığın fotoğraflardan bile daha renkli ve mutlu geçsin… Lütfen ona pastası için benim yerime de “eline sağlık” de ve bu işi çok güzel becerdiğini söyle.
    Bundan 2 sene önce yani Zeyno 2,5 yaş civarındayken, biz de sırf Zeyno karla oynar diye kış tatilimizi Erciyes’te geçirmiştik. 10 gün boyunca, karda geçirdiğimiz sürenin sadece yarım saat kadar olduğunu, bu yarım saatin de ilk günde geçtiğini ve geri kalan günlerde dışarıya adımımızı bile atmadığımızı söyleyeyim; sen Zeyno’nun karla ilk tanışmasını tahmin et 🙂 “Çok soğukkkk, karı hiç sevmedim” demişti. Aslında haklıydı da, çünkü dışarıda çok şiddetli bir tipi vardı. İlk tanışma fenaydı yani. O günden sonra karla arasının düzelmesi ancak bu sene oldu. Eminim ki, Dario da gelecek senelerde karı sevecektir…
    Dario’nun ahçı kıyafetine bayıldım ama ne yalan söyleyeyim Maya çok daha hoş olmuş. Ortadaki sarışın ise yakıp geçiyor :)) Çok eğlendiğiniz belli. Çocukların böylesine renkli şeylere tanık ve hatta ortak olmaları da çok büyük şans. Keşke Türkiye’de de olsa böyle karnavallar…
    Hepinizi öpüyorum… İstanbul’dan sevgiler…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir