Yorgo’dan Bergamot Reçeli

Yorgo’dan Bergamot Reçeli

Artık sezon bitti. Nasıl geçti diye hiç sormayın. Her şey gibi turizm de krizden etkilendi ve inişe geçti. Ama niyetim hiç bu konuları açmak değil. Sezon bittiğinde artık her günümüzü daha çok birlikte geçiriyor olabilmek bile ayrı bir keyif katıyor kapımızı çalan sonbahara. Sabahları çocukları 

Dolup taşıp kağıda dökülenler

Dolup taşıp kağıda dökülenler

“N’olur daha sık yaz” diyenler çoğaldı. Bir ara ortadan kaybolup yüreğimden taşan bir yazıyla geri dönünce hem seviniyor hem de sitem ediyorlar. Hiç yazmadan geçip giden zamanı hatırlatırcasına. Ama olmuyor işte, “elimde” değil. Elim yazmıyorsa o sıralarda beynimde fırtınalar kopuyor demektir. Yazabilmek için önce fırtınanın 

Kandiye’de İzmir meltemi esti

Kandiye’de İzmir meltemi esti

Ayaklarında İzmir’in tozuyla vardılar Kandiye’ye. Nefesleri meltem kokuyordu. Aralarında canlarım, anneciğim, babacığım da vardı.   Örümcek tutmuş kafalar hüküm süredursun ne yazar Gözlerimin içine bakan gözleri de kafaları gibi “aydınlık” Egeli insanlar Uzattılar yürekleri kadar sıcacık ellerini – Siz Papatya Hanım olmalısınız, diyerek şaşırtan sözleri. 

Yılmaz Özdil haklıymış, İzmir insana çok iyi geliyor

Yılmaz Özdil haklıymış, İzmir insana çok iyi geliyor

Sevgili hemşehrim Yılmaz Özdil “Türkiye’den sıkıldığım zaman İzmir’e giderim ben” diye başladığı yazısında nasıl da güzel anlatmıştı İzmir’i. Gerçekten insana canı sıkılmışken de çok yorgun ve bitkinken de çok iyi geliyor İzmir. Zorlu bir bahar geçti benim için. Direksiyon sınavı, taşınma telaşı, yerleşme faslı, ehliyeti 

İmdat, fare vaaaaarrrr!!

İmdat, fare vaaaaarrrr!!

Şehir dışındaki, bahçeli evimize taşınalı beri her şey yolundaydı. Artık cıvıl cıvıl kuş sesleri, çeşit çeşit kuşlar, rengarenk kelebekler hayatımızın birer parçası olmuştu. Hatta arasıra gördüğümüz kertenkeleleri bile kanıksamıştık ailecek. Bahçeye ektiğimiz minik minik fidanlar ilk mahsulü vermeye de bailayınca keyfimize diyecek yoktu. Ta ki…