Hiç sebepsiz koşuyorsan, kendinedir acelen

Hiç sebepsiz koşuyorsan, kendinedir acelen

Hiç acelen yokken bile, sabah sabah hamaratlığın tuttuysa; kendinedir acelen. O hep ertelediğin kısmına hayatının. Bırak işte şu “yapamadıklarını”, yapamayacaksın her şeyi nasılsa… Kendinsin her şeyden de önemli. Bazen bir fincan kahve bile yeter ☕ Aceleye getirmediğin, keyifle pişirdiğin. Belki kedin gelir kucağına, bir kuş 

Komşuda Pişer’in 5 Şanslı okuyucusu

Komşuda Pişer’in 5 Şanslı okuyucusu

Komşuda Pişer’in 10. yılını kutlamak için okuyucularımdan 5 kişiye Giritin dağlarından diktamon çayı hediye edeceğimi söylemiştim. Çekilişin mi etkisi oldu bilmiyorum ama en son yazım, şimdiye dek almadığı kadar beğeni ve yorum alarak beni çok mutlu etti. (Bırakılan yorumların her zaman daha da çok yazmaya 

Komşuda Pişer 10 yaşında

Komşuda Pişer 10 yaşında

Önce bir Giritliye aşık oldum, sonra onun memleketine… Şimdi bir düşünüyorum da, hayatımın en verimli yılları Giritte geçti. Tabaklar dolusu tarifler, sayfalar dolusu yazılar ve buna 2 çocuk da dahil 🙂   Giritli yazar Nikos Kazantzakis , ZORBA’da şöyle der:   Hayatımın akışında, neden rastladım sana. 

Heidi’nin memleketi İsviçre

Heidi’nin memleketi İsviçre

  Siyah-beyaz televizyonun bir tek kanal, çocuk programlarının da günde bir tek çizgi filmden ibaret olduğu, çocukluk yıllarımda, Heidi ve Peter’in Alplerin uçsuz bucaksız bayırlarında yalın ayak koşarak keçileri kovalamalarını seyretmeye bayılırdık. Keçiler bile ne kadar mutluydu ve zıp zıp zıplardı onlarla birlikte… ya da 

46dan 47ye giden yolda öğrendim ki…

46dan 47ye giden yolda öğrendim ki…

Bir sabah bir kalkıyorsun ki 47 yaşındasın! Kimine göre çooook uzak görünen bu yaş, başından geçmiş birineyse “keşke şimdi…” dedirtebiliyor. Aslında herkes yaşadığı yaşın güzelliğinin farkına varabilse bir kere! Ama illa ki bir kusur, bir memnuniyetsizlik buluyoruz. Halbuki kusuru başkalarında, yeni yaşta, yeni yılda bulmakta