Dünya Çocuk Hakları (Günü)

Dün (20.Kasım) Dünya Çocuk Hakları Günü’ydü.  Fırsatım olup yazamadım. Sonra düşündüm, yazabilseydim de ne yazacaktım ki…

Çocuk hakları, kanunen veya ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel kavramdır.” diye tanımlıyor wikipedia.

Peki ama bu ideal yaşam standartlarının dünya üzerinde, özellikle de ülkemizde kaçta kaçı uygulanabiliyor? Birkaç ana başlık altında araştırdığımızda Türkiye’deki durumun, kelimenin tam anlamıyla içler acısı olduğunu görüyoruz, ne yazık ki… Çünkü unutmamamız gereken bir detay var ki; hakları korunması gereken çocuklar,  sıcacık evinde, her şeye sahip olan, canını kimsenin üzmediği, karnı tok sırtı pek, tuzu kuru olan şanslı çocuklarımız değil yalnızca… özellikle bu “insani” yaşam koşullarına sahip olamayan ve üstüne üstlük, ezilen, çalıştırılıp sömürülen, cinsel istismara/tecavüze uğrayan, çocuk yaşta evlendirilen çocuklar.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2012 Çocuk İş gücü Anketi’ne göre, 6-17 yaş grubundaki 15 milyon 247 bin çocuktan 893 bini çalışıyor. Üstelik bazıları son derece ağır koşullarda çalıştırılıyor. Halbuki kanuna göre;

* Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde 18 yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır.

** Sanayiye ait işlerde 18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılması yasaktır.

≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈

Türkiye genelinde 6-17 yaş grubundaki bütün çocukların yüzde 91,5’i bir okula devam ederken, yüzde 8,5’i okula devam etmiyor. Çalışan çocukların yüzde 50,2’si okula gitmiyor, yüzde 49,8’i okula gidiyor.

≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈

334 çocuk yaşamını annesiyle birlikte cezaevinde sürdürüyor.

Türkiye’deki 15 yaşından küçük çocukların yüzde 27.7’sinin yoksulluk içinde yaşadığı ve bu oranın kırsal alanlarda yüzde 40.6’ya kadar çıktığı belirtiliyor.

Son araştırmalar, devletler önlem almazsa 2020 yılına kadar dünya üzerinde 100 milyondan fazla kız çocuğunun “çocuk gelin” olacağını gösteriyor.

Türkiye’de her üç kadından biri 18 yaşının altında evlendiriliyor.

TÜİK’in 2012’de yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’deki her 100 kadından 28’i çocuk gelin. Bu oran sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini kapsamıyor; Türkiye’nin her yerinde çocuk gelinlere rastlanıyor.

Her 10 çocuk gelinden dördü, ikinci eş.

Kadın sığınma evlerimizde barınanların üçte biri, çocuk gelin.

Türkiye’de 1 milyon çocuk gelin olduğu söyleniyor. Türkiye bu konuda, Avrupa şampiyonu; Kongo, Afganistan, Uganda ve Nijer’in arkasından da dünya beşincisi durumunda.

≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈

Türkiye, dünyada çocuk istismarı (özellikle cinsel istismar) sıralamasında üçüncü. Sadece geçtiğimiz yıl Türkiye genelinde 18 bin çocuğun cinsel istismara uğradığı belirtiliyor. Son 10 yılda cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı  250 bin,  tecavüze uğrayan çocuk sayısı 7 bin.

Çocuk İstismarı Komisyonu’na göre ise Türkiye genelinde yılda 7 bine ulaşan sonuçlar elde edilmiş.

≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈

Çocuklara tanınması şart olan insani haklar elbette olmalı. Her çocuğun fiziksel, ruhsal sağlığa sahip olmaya, barınmaya, bakılmaya, korunmaya, eğitilmeye hakkı vardır. Mesele şu ki, özellikle ülkemizde bu hakların ne kadarı hak olarak kabul ediliyor ve kaçta kaçı hayata geçirilebiliyor. Hayata geçmeyenler hakkında yasal düzenleme ne kadar yapılıyor? Cezalar ne kadar caydırıcı ve ne kadar uygulanıyor?

Halbuki çocuklar yalnızca mutlu olmak istiyorlar.

“Cömert Ağaç” kitabının yazarından uzun uzun söz etmiştim şu yazımda. Yukarıdaki çizim Shel Silverstein’a ait. Çocukların tatlı dünyasından ne de güzel bakabilmiş “Çocuk Hakları” konusuna da. Çocuklar açtıkları pankartlarla dile getirdikleri “haklar” şöyle:

“Daha uzun haftasonları, daha kısa okul saatleri, daha çok harçlık, daha az banyo ve duş, daha çok meşrubat, senede 17 yaz tatili istiyoruz, Brüksel lahanası istemiyoruz” diyorlar ve greve davet ediyorlar.



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir