Bir çocuğun gözüyle görme, işitme engelliler

Herşey bir süt şişesi kapağıyla başladı. Çocuklara aldığım sütü buzdolabına koyacakken yanıma gelen kızıma uzattım şişeyi. Kapağına dokunmasını istedim. Yalnızca 1 tek markanın da olsa, kapağında yer alan, böyle düşünceli bir ayrıcalığın farkına varmasını arzu ediyordum. Önce birşey anlamadı. Anlamsız bir desen gibi görünen bu noktacıkların, bizim kullandığımız alfabeyi görme imkanı olmayan insanlar için geliştirilmiş Braille (Körler Alfabesi) olduğunu söyledim. Böylece görme engellilerin de herkes gibi kitap okuyabildiklerini ekledim. Aynı sembollerden anneannesinin asansöründeki kat numaralarında da olduğunu hatırlattım. Hatta internette gördüğüm Braille Rubik Küpten söz ettim.

Bir arkadaşımız var. Görme engelli. Onunla Dünya Hayvanları Koruma Gününde yapılan kermeste tanışmıştık. Ben ve çocuklar. O ve Labrador cinsi köpeğiyle. Herhalde kızımın tanıştığı ilk görme engelliydi. “Yani hiç göremiyor mu?” “Bizi göremiyorsa nasıl tanıyor?” gibi o yaşta her çocuktan beklenecek sorular sormuştu. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, O’ndan çok köpeğinden etkilenmişti. O günden sonra O’nu nerede, ne zaman görsek yanında daima köpeği vardı. O güzel, akıllı, sadık ve becerekli köpek. Bu köpeklerin çok özel bir eğitim aldıklarını, sahibinin adeta “gözü” kulağı olduğunu anlattığımda, sahibine her yerde eşlik ettiğini, onu karşıdan karşıya geçirirken yeşil ışığın yanmasını bile beklediğini söylediğimde bütün hayranlığı bu akıllı köpeğe yönelmişti. Onunla o Hayvanları Koruma gününde karşılaştığımızda bir hatıra fotoğraflarını çekmiştim.

Köpeğinin ona ne kadar yardımcı olduğunu anlatırken ne acındıracak ne de utanılacak bir durum yaratmamaya özen gösterdim. Öyle ki İoanna’nın da pekçok gözleri gören insandan farklı olmayan bir hayatı vardı. Üniversitede bir işi, birlikte hoş vakit geçirebileceği pekçok arkadaşı vardı. Ne zaman bir etkinlik, konser, kermes olsa O da oradaydı; bizim gibi 🙂 Hatta onun köpeğiyle birlikte içeriye girmesine izin verilmeyen bir restoranda yaşanan olaylar o kadar büyümüştü ki yerel gündemde günlerce konuşulmuştu. Bir ara seçimlerde Yeşiller partisinden adaylığını da koymuştu da, bizden de oy almıştı 🙂 Böylece kızımın gencecik hafızasına yanıbaşındaki akıllı köpeğiyle her zaman gülümseyen, hayatından memnun bir insan olarak kazınmıştı.

Her ikisi de Yorgo’nun Türkçe öğrencisi olan arkadaşımız bir çift var. Her ikisi de öğretmen. Her ikisi de Dilsiz Alfabesini biliyor. Zaten kız devletin engelli çocuklar okulunda öğretmen. Bizim çocukları da çok severler. Bir kafeteryada buluşup biraraya geldiğimiz bir gün, Maya önce Kosta’yla şöyle bir oyun oynamaya başlamıştı. Kosta’nın babasından ne kadar iyi Türkçe öğrendiğini test etmek için aklına gelen bir Yunanca kelimeyi ona söylüyor, o kelimenin Türkçesini bilip bilmediğini soruyordu. Tahmin edileceği üzere; kertenkele, çaydanlık, tornavida, örümcek gibi ucubik kelimeler bulup Kosta’yı zorluyordu. O da baktı ki bizim kızla baş edemeyecek, “başka bir anlaşma yapalım” dedi. “Sen bana bilmediğim Türkçe bir kelime öğret, ben de sana dilsiz alfabesinden bir kelime öğreteyim”. Şans bu ya, o sırada karısının okuldan bir öğrencisi oradan geçmekteydi. Bir merhaba demek için yanlarına gelip konuşmaya (yani işaretleşmeye) başladığında, Maya pür dikkat kesilmiş onları izliyordu. Kız öğretmenine ne diyor, öğretmeni ona nasıl cevap veriyordu. Hatta bize dönüp “Türkçe öğretmeni ve ailesi, çocukları” diye tanıtmıştı. Bütün bunlar inanılmaz gibi görünmüştü kızıma 🙂 Sonra Kosta’dan neredeyse bütün alfabeyi, yığınla da kelimeyi öğrenmişti.

Artık hava kararmaya başladığı için kafeteryadan ayrılırken, bana dönüp; “Anne bak” dedikten sonra;

önce eliyle göğsüne bastırıp, “Ben”;

sonra eliyle beni işaret edip, “Seni”;

sonra da iki elini yumruk yapıp kalbinin üstünde çarpraz yaptı, “seviyorum!”




1 thought on “Bir çocuğun gözüyle görme, işitme engelliler”

  • İçim eridi Papatya…enfes bir deneyim olmuş çocuklara. Hele Maya’nın yaptığı!ben de Muammer (Ketencoglu) abiyle tanıştıktan hemen sonra İzmir Görme Engelliler Kütüphanesinde gönüllü kitap okumaya başlamıştım. Cd’ye çekiyorlar ve sonra bütün Türkiye’ye ücretsiz dağıtılıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir